Kültürel Miras

Friglerden Bize Kalan – Gordion Antik Kenti (Bölüm II)

Gordion

Ankara Gordion Ören Yeri Konumu

Gordion Antik Kenti günümüzde Ankara’nın Polatlı ilçesinin 29 km. kuzeybatısında yer alan Yassıhüyük köyünde yer almaktadır.

Ankara Gordion Tarihi

Antik dünyanın en değerli alanlarından biri olan Gordion, zamanında Frigya’nın başkentliğini yapmıştır. Gordion’da ortaya çıkan kalıntılar bu kentin tarihinin M.Ö. 2400’lü yıllara dayandığını belgelemiştir. Gordion Anadolu’da yer alan ana ticaret yollarının kesiştiği, Sakarya (Sangarios) nehrinin geçtiği ve tarımın elverişli olduğu bir arazi üzerinde yer almaktadır. Kentin konumu bizi Friglerin neden bu bölgeyi başkent olarak seçtikleri konusunda aydınlatmaktadır.

 

Gordion Antik kenti haritası (Görsel yazara aittir. Gordion Müzesi, 07.2020)

M.Ö. 2400’de burada başlayan yaşam, günümüzde halen varlığını devam ettirmektedir. Gordion bütün bu yılların ve kültürlerin izlerini katmanlar halinde içerisinde bulunduran bir kenttir. Bütün bu izlere rağmen Gordion en çok Friglerin başkenti olarak bilinir (özellikle M.Ö. 7 ya da 8 yy – Kral Midas dönemi).  Daha sonraki yıllarda ise Lidya’nın batı Anadolu krallığı (6.yy ilk yarısı) ve ardından gelen 2 yy. için Pers İmparatorluğu dönemi görülür. M.Ö. 334’de Büyük İskender Pers imparatorluğuna karşı dünyanın seyrini değiştiren bir hareket başlatır. Frig kalesinin son kalıntılarının İskender’e bu hareketi sırasında ev sahipliği yaptığı düşünülmektedir.  İskender’in yolunun buraya düşmesi antik tarihin en ilginç efsanesinin gerçekleşmesine yol açar (Gordion Düğümü).

İskender’in ziyaretini izleyen yıllarda Gordion, (İskender’in fethi öncesinde ve Roma İmparatorluğu’nun bu bölgeye gelişinden önce)  Frig kalesinden Helenistik dönemin büyük kentine dönüşmüştür. Bu dönemde nüfus Frigyalılar, Anadolulular, Persler ve Yunanlılardan oluşmaktaydı. Gordion’un bu dönemde farklı kültürlere ev sahipliği yaptığını söyleyebiliriz. M.Ö. 3.yy ortalarından sonra Batı Avrupa’dan toplu olarak doğuya göç eden ve Anadolu hükümdarları tarafından paralı asker olarak tutulan Keltlerin ve Galatyalıların da bu bölgede varlığından bahsedebiliriz. M.S.1. yüzyıla kadar, erken Roma döneminde, Gordion mevcut kale yapısının batıda kalan yüksek kısmında yeniden inşa edilmiştir. Roma dönemine ait yapılar önceki dönemlerin aksine  dört ana pusula konumuna göre yönlendirilmiştir. Son dönemdeki kazılarla ortaya çıkan buluntular Roma döneminde Gordion’un askeri bir işlevi olduğunu işaret etmiştir. Roma kaynaklarında kentin Vindia, Vinda gibi isimlerle anıldığı düşünülmektedir. M.S. 2.yüzyılda, Ancyra (Modern Ankara) Roma eyaleti Galatia’nın başkenti olduğundan Gordion bölgesi de bu durumdan faydalanmıştır. Bölgede M.S. 2 yy- 3.yy sonları aralığında bir boşluk hakimiyet sağlamıştır. Gordion bu boşluk döneminin ardından sırasıyla Bizans, Selçuk,Osmanlı dönemlerine ev sahipliği yapmıştır (M.S. 6. yy- M.S. 15. yy) Geç Osmanlı döneminde alanın kale höyüğünün batısı kullanılmıştır (Bebi köyü). Günümüzde Yassıhöyük köyünde yaşam halen devam etmektedir.

(Gordion’un tarihi devirlerini gösteren tablo. Yazar tarafından hazırlanmıştır, 07.2020)

ERKEN VE ORTA FRİG KENTİ OLARAK GORDİON

Eşek kulaklı Midas’ın dokunduğu her şeyi altına dönüştürmesi ve Büyük İskender’in meşhur Gordion düğümünü kesmesi gibi ünlü efsanelerle bilinen Gordion, M.Ö. 10. yy sonu ve M.Ö. 9.yy. başında içerisinde büyük yapıları kapsayan, savunma sistemi ile çevrilmiş bir yerleşim alanıydı. Bu dönemde Gordion aşağı şehir ve dış şehir olarak isimlendirilen iki ayrı şehre sahipti ve bu şehirler kuzey ucunda Kuştepe, güney ucunda Küçük Höyük olarak adlandırılan iki hisara bağlı olan kapsamlı bir sur sistemiyle korunmaktaydı. O dönemlerde, günümüzde ziyaretçilere açık olan Erken Frig Kenti’ne yüksekliği 10 m. olan devasa bir kale kapısından geçtikten sonra ulaşılmaktaydı. Kale kapısı ardında büyük bir duvarın ikiye ayırdığı bölgede Megaron adı verilen iki bölümden oluşan, dikdörtgen şeklindeki yapıları barındırmaktaydı. Orta bölümde yer alan büyük Megaron’un yerlerinde bulunan ve günümüzde Gordion Müzesinde sergilenen işlenmemiş çakıl taşlarından meydana getirilen mozaik bu dönemin bilinen en erken örneklerinden bir tanesi olma özelliğini gösterir. Megaronların arka kısımlarında yer alan ve teras binaları olarak isimlendirilen alanların ise sarayın ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullanılan atölyeler olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Antik kent M.Ö. 800 yılında büyük bir yangın geçirerek tahrip olmuştur ve M.Ö. 800 – 540 yüzyılda, orta Frig döneminde yeniden inşa edilmiştir. Ünlü kral yolu ve eski ticaret yollarının kesiştiği alanda yer alan Gordion, konumu ve doğu-batı ilişkisinden dolayı öneme sahiptir.

 

GORDİON’DA ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR

-Kasım, 1893’te Alfred Körte tarafından keşfedilir.

-1900, Alfred ve kardeşi Gustav bölgede ilk kazılara başlarlar.

-1950-1973, Rodney S.Young kazıları.

-1973-1988, Marry M.Voight- Keith DeVries kazıları.

-1988, G.Kenneth Sams kazıları.

 

Gordion hakkındaki diğer yazıma ulaşmak için aşağıdaki bağlantıya tıklayın;

Friglerden Bize Kalan: Midas Tümülüsü- Gordion

 

Gordion Antik Kentine ait dijital kaynaklara ulaşmak için tıklayın;

Penn Müzesi- Gordion Dijital Arşivi

 

***Faydalanılan Kaynaklar;

-https://www.penn.museum/sites/gordion/

Gordion Müzesi,Polatlı

***İçerik yazara aittir

gordion, gordion antik kenti, gordion nerede, gordion tarihi, frigya

Friglerden Bize Kalan – Gordion Antik Kenti (Bölüm II)” üzerine 2 yorum

  1. Gordionun tarihini bu denli ayrıntılı bilmiyordum kesinlikle çok güzel olmuş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir