Geleneksel konut mimarisi
2016 yazı sırasında Geleneksel Taraklı Konutları üzerine çalışmamı yaparken, elimde fotoğraf makinemle birlikte asıl çalışmamı üzerinde yürüttüğüm konağın içinde bütün mekanları tek tek turlarken ve fotoğraf çekerken hatırlıyorum kendimi. Mekanların kurgusunu anlamaya çalışırken, mimari detaylarını inceleyip, kağıda aktarırken birden durup, insanın yaşayacağı ev böyle olmalı demiştim kendi kendime. Huzuru,insana ve doğaya olan saygıyı bütün ruhumda hissetmiştim bu evlerin içerisinde. Tabi çalışmamı bitirince istemeyerek Ankara’ya, apartman dairemize geri dönmüştüm. Çalışmalarımı dijital ortamda düzenlerken bir yandan geleneksel konutların beni neden bu kadar etkilediğini düşünüyordum. Ardından bu sorumu kendimce yanıtladım ve bu yanıtları sizlerle paylaşmak istedim.
Öncelikle bahsettiğim geleneksel konutların (geç 18.yy erken 19.yy Taraklı konutları) yapı malzemesi bodrum katlarında taş, üst katlarda ise ahşap ve kerpiç. Kullanılan malzeme ve teknik konutların katlarında farklılık gösterse bile ana malzememiz, taş,ahşap ve kerpiç yani doğal ve özgün. Bir kere malzemelerin doğallığı hem eve hem de bu ev içerisinde yaşayanlara nefes aldırıyor. Üstelik çevreye zararı yok.

Bir diğer özelliği ise topografya’ya saygılı bir şekilde oturtulmuş ve düzenlenmiş olmaları. Kot farkından ustalıkla faydalanılarak konumlandırılmış bu evler. Katların iç ve dış mekanları buna göre düzenlenmiş. Hiçbir evin manzarası diğer bir evin manzarasını bölmüyor. Hiçbir ev birbirinin içerisine bakan pencerelere sahip değil. Bu insanların mahremiyetine saygılı olarak tasarlandıklarını da gösteriyor. Evlerin kiminde bahçe küçük veya büyük olarak mevcut. Bazı örneklerde bahçe yer almıyor. Ancak çoğunda giriş katı toprak ile ilişkilendirme çabası var. Günlük hayatta servis amaçlı olarak, yoğun kullanılan giriş katlarının, bahçe ile ilişkili olması, bahçenin de sık sık kullanıldığını gösteriyor. Gerek servis amaçlı kullanıma kolaylık sağlaması, gerekse insanların doğadan kopmamasını sağlaması bahçenin önemini vurguluyor.
İç mekanlarından bahsetmek gerekirse her katın ayrı bir işlevi bulunuyor. Bodrum katı olan yapıların bu katları depo olarak işlevlendirilmiş. Bu katın toprak altında kalıyor olması mekanları serinleştirmiş ve bu işlev için uygun hale getirmiş. Giriş katlarda ise kimi yapılarda işlik yada dükkan gibi işlevlere hizmet edecek mekanlar bulunuyor. Bu bize evin konaklama amacının yanı sıra üretim ve satış gibi faaliyetler içinde kullanıldığını gösteriyor. Giriş katında dükkan veya işlik olmayan çoğu yapılarda ise bu kat taşlık‘a adım atmanız ile başlar. Genellikle mutfak gibi servis alanları ve depo gibi alanlar bu katta yer alır. Üretim ile ilgili yapılacaklar bu katta yapılır. Üst katlarda ise odalar yer alır. Uyuma, yeme, içme, misafir ağırlama gibi faaliyetler bu katlardaki odalarda yer alır. Bu katlara merdiven aracılığıyla ulaşım sağlanır. Merdivenle çıkılan katta bir sofa‘ya ulaşılır. Sofalar yapıların plan tipolojisini belirlememize yardımcı olurlar. Sofa günlük yaşam sirkülasyonunun geçtiği ortak alandır. Sofa’nın sahip olduğu bazı bölümler plan şeması üzerindeki biçimlerine göre eyvan, köşk vb. gibi isimler alırlar. Odalar ise sofalara açılır. Her bir oda sahibi olan bireyin evi gibidir ve ona özeldir. Her bir oda çok amaçlı olarak tasarlanmıştır. Geceleri dolaplardan çıkarılan yer yatakları serilir ve oda uyumak için hazır hale gelir. Gündüzleri yataklar dolapların içerisine toplanır ve sedirler üzerinde oturularak dinlenilir yada başka bir uğraş ile zaman geçirilir. Yeri geldiğinde güğümle ocakta su ısıtılır ve dolap görünümlü olan gusülhane içerisinde, ısıtılan su ile gusül abdesti alınır. Çoğu örneklerde dolap, gusülhane ve ocak üçlüsü yan yana aynı duvar üzerinde çözümlenmiştir ancak bu öğelerin farklı duvarlarda yer aldığı yada hiç yer almadığı odalarda bu yapılar içerisinde bulunmaktadır. Taraklı’ da fark ettiğim bir diğer özellik ise mutfağın giriş katta yer almasının yanı sıra diğer katlarda da bulunabilmesidir. Islak hacimler ise sofadan ulaşılan uzun bir koridor ile gizlenmiştir.


Üst katlarda insanın her türlü ihtiyacına saygıyla cevap veren mekanlar bulunur. Eğer evin sakini üretmek isterse giriş katında onun için bahçe ile bağlantılı geniş hacimler vardır. Bahçesinde ekin ekebilir yada kurutabilir. Dahası burada hava alabilir ve doğa ile iç içe olabilir. Mutfağındaki ocağında yemeğini pişirebilir. Hazırladığı kışlıkları depolama alanlarında saklayabilir. Üst kata çıkan ev sahibi evin çıkma yaptığı yerde yer alan sedire oturup, çıkma etrafına yerleştirilen pencereler sayesinde sokağın üç tarafını birden görebilir. Evinin sofasında ağırladığı konukları ile hoşça vakit geçirebilir. Odasına akşam çekilip istirahat edebilir. Ev sahibinin zaman geçireceği bütün mekanlar aydınlıktır ve farklı mekansal kalitelere sahiptir. Her oturulan mekanda farklı deneyim yaşar kullanıcılar. Üstelik bu evlerin iç mekan tasarımları günümüzdeki çoğu evin aksine daha naiftir. Gereksiz dekorasyondan uzak ve ağır başlıdır. Dekorasyon genellikle baş odanın tavanlarında görülür. Bütün mobilyalar sabit ve evin plan şeması içerisinde çözümlenmiştir. Yani bugünkü gibi bir sürü gereksiz eşya ile evi doldurmak yada sürekli mobilya değiştirmek gibi insanı tüketime ve zaman kaybına iten durumlar söz konusu değildir.

Geleneksel evler insanı üretmeye itiyor bence, daha verimli olmaya itiyor. Bu evler insanın doğayla saygı içerisinde olmasını sağlıyor, kendini dinlemesine zaman tanıyor, kendine saygı duyulduğunu hissettiriyor.
Gelelim bugünün konutlarına. Modern konut düşmanı değilim hatta çoğu zaman modern tasarımlar yaparım ancak bazen, özellikle geleneksel konut kurgusunun büyüsüne kapıldıkça yaşam alanlarımızı sorguluyorum. Benim arayışım ise şu modern yaşam alanlarımızda da geleneksel konutların tasarım kriterlerini göz önünde bulundurup, sıcacık tasarımlar ortaya çıkartamaz mıyız ? Hemencecik yaşam alanlarımızın ortasına açılan, bir giriş mekanı bulunmayan, bir kurgusu bulunmayan, insanı değil de maddi olarak kazancı daha çok nasıl sağlarımı düşünen plan şemaları, birbiri içine bakan açıklıklar, yeşil alanı olmayan, balkonu bile kullanmak için çok küçük olan yapılar bulunuyor günümüzde. İnsan bu yapıların içerisinde yaşarken ne kadar mutlu olabilir, yaşadığı mekanı ne kadar kaliteli deneyimleyebilir soruları beliriyor kafamda. Meslek olarak biz bu mekanları kaliteli hale getirmeye çalışıyoruz evet ama keşke baştan kurguları insana saygı temelli olsa…
Bu yazımı beğendiyseniz, bu yazımı da okumak isteyebilirsiniz. Yaşayan özgün tarihi dokusu ile Taraklı
***Görseller yazara aittir
***İçerik yazara aittir.
geleneksel konut mimarisi, geleneksel konut, geleneksel konut nedir, geleneksel ve modern mimari